Yelken Terminolojisi
Orsa Seyri
Yelkenli tekneler rüzgarın geldiği yöne doğrudan ulasamazlar. Yelkenler rüzgarla dolmaz, tıpkı direkte sallanan bir bayrak gibi sallanır ve ses çıkarırlar. Ancak rüzgar 30-35 dereceden daha büyük bir açıyla geliyorsa, yelkenli tekneler yol alabilir.İste rüzgara dar açılarla yapılan bu seyre, “orsa seyri” denir.
Apaz Seyri
Rüzgarın yandan, 55 ila 160 derece arasında geldiği seyir tipidir. Apaz seyri bayılma kuvvetinin orsaya göre daha düsük olduğu, dolayısıyla da en hızlı seyir tipidir. Apaz seyri kendi altında iki ara seyir barındırır.
Dar Apaz : Rüzgarın 55 ila 80 derece açı ile geldiği seyir tipidir.
Genis Apaz : Rüzgarın 110 ila 160 derece açı ile geldiği seyir tipidir.
Pupa Seyri
Tarihin ilk çağlarından beri kullanılan, en eski seyir tipidir. Rüzgarın tam arkadan geldiği bu seyir oldukça dikkatli olmayı gerektirir. Dümende yapılacak küçük bir hata veya rüzgarın yönündeki küçük bir değişme, anayelkenin tersten dolup, çok şiddetli şekilde diğer tarafa geçmesine neden olabilir. Buna istemsiz kavança denir.
Kontra Kavramı
Burada 5 adet seyirden bahsetmemize rağmen, yukarıdaki şekilde her apaz ve orsa seyri için iki farklı simge görüyoruz. Bunlar, rüzgarın geliş yönüne, yani kontrasına göre belirtilmiş açılardır. ;öyle ki, rüzgar eğer sancak tarafından 90 derece açıyla geliyorsa, teknemiz sancak kontra, apaz seyrinde gidiyor demektir. Eğer iskele tarafından, 90 derece açıyla rüzgar geliyorsa, teknemiz iskele kontra apaz seyrinde demektir. Bir baska ifadeyle, rüzgarın geldiği yön, bizim kontramızı belirtir. Kontra kavramı oldukça önemlidir. Yelkenli teknelerin birbirlerine karsı geçis üstünlükleri de kontra kavramıyla açıklanır.
Teknenin ilerleyemediği 90 derecelik “kör alan”da kontra kavramından bahsedemeyiz. Çünkü tekeye rüzgar kafadan gelmekte ve tekneye bir itis gücü sağlamamaktadır. Pupa seyrinde de genel olarak kontradan söz edilmez. Rüzgar tam arkadan gelmektedir ve kontra tayin etmek imkansızlasır. Bu durumlarda da tam olmamakla beraber, tekne içinde bumbanın yönü kontra belirlemede kullanılabilir.
Eğer bumba sancakta duruyorsa iskele kontra, iskelede duruyorsa da sancak kontra gidildiği söylenebilir.
Rüzgar üstü – Rüzgaraltı Kavramı
Rüzgarüstü ve rüzgaraltı kavramını incelemek için öncelikle rüzgarı akan tanecikler olarak hayal etmeliyiz.Tekneye taneciklerin çarptığı cephe, rüzgarüstü cephesi, taneciklerin çarpmadığı cephe ise rüzgaraltı cephesidir. Asağıdaki sekillere bakarak bu kavramı daha iyi anlayabilirsiniz.
Yükselmek – Alçalmak
Yükselmek, Tekneyi rüzgarüstüne doğru yönlendirmek demektir. Örnek olarak, rüzgarın yandan geldiğini varsayalım. Dümenciye “YÜKSEL” komutu geldiğinde, rüzgarı yandan değil, biraz daha önden alan bir seyire geçecektir.
Düsmek, tekneyi rüzgaraltına doğru yönlendirmek demektir. Örnek olarak yine rüzgarın yandan geldiğini varsayalım. Dümenciye “DÜ;” komutu geldiğinde, rüzgarı yandan değil, biraz daha geriden alan bir seyire geçecektir.
Yükselmek – Alçalmak yerine orsalama – kafayı açma terimleri de kullanılabilir. Orsalamak, tekneyi rüzgarın geldiği yöne yaklastırmak demektir. Kafayı açmak ise tekneyi, rüzgarın geldiği yönden uzaklastırmak demektir.
Tramola
İskele kontra orsa seyreden bir tekne düsünelim. Bu tekne sancak kontra seyre geçis yapmak istediğinde yükselerek, yelken yapılamayan, 90 derecelik kör alandan geçmek zorunda kalacak. Yukarıdaki sekilden bakıp durumu kafanızda canlandırmaya çalısın. Rüzgarüstüne doğru yapılan bu geçise, TRAMOLA denir.
Sağlıklı bir tramola atabilmek için, ölü alanda fazla oyalanmadan, hızla kontra değistirmek gerekir. Tekne kendi hızıyla dönüsünü tamamlayabilmelidir. Eğer teknede tramola atabilmek için yeterli hız yoksa, önce hız kazanılmalı, ardından tramolaya başlanmalıdır.
Tramola tamamlanamazsa, yani tekne “ölü alan” da kalırsa tekne hiçbir yöne hareket edemez. Buna köre düsmek denir. İleride daha detaylı isleyeceğiz.
Kavança
Teknenin yükselerek yaptığı dönüsü öğrendik. Sıra teknenin rüzgardan uzaklasarak yaptığı dönüsü tanımlamaya geldi. Genis apaz iskele kontra giden bir teknenin, sancak kontraya geçmek istediğini düsünelim. Bu sartlarda önce pupa seyrine geçecek, KAVANÇA atarak bumbasının yerini değistirecek, sonunda tekrar genis apaza girerek seyrine devam edecek demektir. Kavança dönüsü esnasında ölü alan bulunmadığı için hızlıca atılmasına gerek yoktur. Rüzgar sürekli arkadan itmektedir. Aksine, bu itis kuvveti hızlı bir dönüste bumbayı çok sert br sekilde karsı tarafa geçirebilir. Bu nedenle kavança dönüsleri çok yavas ve dikkatice yapılmalıdır. İstemsizce yapılan sert bir kavança ekibe ve donanıma zarar verebilir. Kontrollü bir kavança atmanın ilk kuralı dümencinin yavas bir dönüs planlamasıdır. Dönüs esnasında bir kisi bumbayı eliyle diğer tarafa itebilir. Bu, bumbaüzerinde olusacak yükü azaltacaktır. Bir baska yöntem ise anayelken iskotasının bosunu alıp, dönüsten hemen sonra tekrar bırakmaktır.
Kör Tramola
Tramola atarken köre düsmek her yelkencinin basına gelen, hos olmayan bir durumdur. Kör tramola’yı anlamak için öncelikle tramola kavramını tekrar hatırlamamız gerekir. Bilindiği üzere, tramola atarken, yelken yapılamayan, rüzgarın yelkenleri dolduramayacak kadar dik geldiği, 90 derecelik alan kat edilir. Burada tekneyi döndüren, yürüten tek güç teknenin momentidir. Eğer dönüs esnasında yeteri kadar hız olmazsa veya 90 derecelik ölü alandan tam çıkmadan dönüs durursa, teknenin üzerindeki moment hızla azalır, yelkenler dolamaz ve herhangi bir itici güç olmadığından tekne kafasını rüzgara verir, çakılıp kalır. Teknede hiçbir hareket olmadığından, dümen de islevsiz olur.
Kör Tramola’dan kaçınmak Kör tramolaya düsmek, küçük teknelerde çok daha kolaydır. Tekne hafif olduğundan momenti de küçük olacağından, tramola esnasındaki küçük bir sorun, tekneyi köre düsürebilir. Bu nedenle;
• Tramola’dan önce hıza dikkat etmek, eğer hız yeterli değilse kısa bir süreliğine apaz seyrine geçip, birden tramola atmak. (Sebebini düsününüz)
• Tramolayı yarıda kesmemek için tramola çıkısında biraz apaza kayıp, ardından orsaya girmek.
• Kontra değisiminde doğru zamanda yer değistirmek.
• Cenoa (flok) kontra değisimnde azami dikkat göstermek önemlidir.
Kör tramola’dan kurtulmak
Kör tramola’dan kurtulmanın da ilk kuralı her zaman olduğu gibi sakin olmaktır.Teknenin üzerinde itici hiçbir güç olmayacağından, dümen dinlememektedir. Bu nedenle, dümenle tekneyi döndürmek yerine, yelkenlerle tekneyi döndürmek veya hız vermek hedeflenmelidir. Tekne köre düstükten bir süre sonra, geriye sürüklenmeye baslayacaktır. Bu esnada bir hız kazanacağından, dümeni belirli bir tarafa çevirip biraz beklediğinizde, tekne körden kurtulacaktır. Ana yelkeni el ile itmek bu süreci hızlandıracaktır. Flok ters yöne basıldığında, teknenin kafasının dönmesine yardımcı olacak ve tekne hız kazanıp ölü alandan kurtulacaktır.
Trim
Yelkeni rüzgara göre düzeltmek, ayarlamak.
Yelkenli teknelerin çalısma prensibi
Yelkenlerin tekneye itici güç üretmesi iki farklı prensiple açıklanabilir. Birinci prensip yelkenin rüzgarı yakalaması ve yelkene çarpan hava tanelerindeki kinetik enerjinin yelken aracılığıyla tekneye aktarılmasıdır. Bu basit sistem iki bin yıl öncesine, üçgen yelkenin icadına kadar yelkenli teknelerin tek itici gücü olmustur. Bu nedenle yelkenliler sadece pupa, genis apaz gibi yelkenlerin rüzgarı toplayarak güç kazandığı seyirlerde gidebilmislerdir. Yelkenciler, daha dar açılarla seyredebilmek için değisik yelken ve gövde tipleri denemisler, bu nedenle onlarca yelkene sahip kalyonlar yapmıslardır. En sonunda günümüzde kullanılan yelken tipleri ve omurga sistemleri kesfedilmistir.
Modern bir yelkenli gerçek rüzgara 45 derece açıyla gidebilmektedir. Bu durum, yelkenler gövde ve yolcuların kuvvet bilesimiyle olusur. Öncelikle yelken üzerindeki etkiyi inceleyelim.
Bernouilli Prensibi
Daniel Bernoulli 18. yy da İsviçre’de yasamıs ünlü bir matematikçidir. Akıskanların dinamiği alanındaki ilk çalısmaları baslatmıstır.
Bernoulli prensibine göre, yelkenin yapısından dolayı dıs tarafı iç tarafından daha uzun olur. Bu da üzerinden geçen havanın basıncının aynı zamanda daha çok mesafe katetmesine, dolayısıyla hızlanıp, alçak basınç alanı olusturmasına sebep olur. Olusan alçak basınç alanı yelkeni kendine doğru çeker. Uçaklar ve modern yelkenler bu sekilde ilerlerler.
Yelkenin ürettiği gücün tümü ilerlemeye aktarılamaz. Bu gücün bir kısmı teknenin yatmasına neden olur. Buna “bayma (yatırma) kuvveti” denir. Yatırma kuvveti teknenin ağırlık merkezi ile kuvvet merkezini birbirinden uzaklastıracak ve tekne yatmaya baslayacaktır. Salma ağırlığı, tekne üzerindeki ekibin doğru yerlestirilmesi gibi etkenlerle bu kuvvet dengelenecek ve tekne ileri doğru hareket edecektir.
Zahiri Rüzgar, Gerçek Rüzgar
Zahiri rüzgar, tekne üzerinde olusan rüzgardır. Örneğin, 15 knot esen rüzgarda, pupa seyrinde, yani rüzgarı tam arkadan alarak 5 knotla giden bir tekne üzerindekiler rüzgarın 10 knot estiğini hissedeceklerdir.